19 Nisan 2012 Perşembe

Bir elinde ney bir elinde kadeh olan adam: Neyzen Tevfik

                     
"Kadiköy'de Aksarayli Hamdinin gazinosunda bir yandan demlenir,bir yandan ney çalarken,yanina bir boyaci çocuk yanasir.
--amca,boyayim mi?
neyzen yerinde kalkar,para çikarip çocuga verdikten sonra yere sirtüstü uzanir:
--gel,yüzümü boya.
yüzü boyaninca,Kadiköy'deki baska bir meyhaneye,papazin bagi'na gider.papazin bagini mekan tutmus olan Ahmet Rasim,onu görünce:
--ne bu hal neyzen?kusdili tiyatrosunda "arabin intikami'nimi oynadin?
neyzen güler:
--merhamet insanin yüzünü bazen kara çikarir.
boyaciya acidigini söyleyip olayi anlattiktan sonra ekler:
--kainata bir de bu heybette görüneyim,dedim.allah'a sükür ki böyle bir yüz karam oldu.ya çikmazina boyansaydim???""  demiş Neyzen Tevfik.Peki kimdir bu zatı muhterem?

Ney, mey ve şiirdir neyzen'in hayatının özeti..ünlü hiciv ve ney ustası toplumsal kuralları hiçe sayan yaşam tarzı ve sınır tanımaz hicivleriyle söz ettirir kendinden.Ve genelde sarhoş ve kızgın olurmuş.paraya pula, kılığa kıyafete değer vermeyen tavrı, dürüst ve vatansever yapısı, gözünü budaktan sakınmayan kişiliğiyle harabat âlemlerinden, akıl hastanerinin kasvet dolu odalarına, muhteşem dekorlu saray koridorlarına kadar sevilmiş ve sayılmıştır neyzen

Öte yandan Neyzen Tevfik genellikle toplum kurallarına uymadan yaşamını sürdürmüştür.Sazını bir geçim kapısı haline geçirmemek için direnmiş, yalnızca içinden geldiği zaman ney üflemiştir.Neyzenliğini geliştirmek kaygısı duymamış, sanat değeri kalıcı bir müzikçi olmak için uğraşmamıştır.

Peki neyzen'i neyzen yapan nedir diye soracak olursanız davranışları ve kelamlarıyla yarattığı çelişkidir.Alkolü su gibi içen bir adamın aynı zamanda maneviyatın sembollerinden olan neyi üflemesi çelişkilerin başında gelmiştir.İşin özü kendisinde dediği gibi:

                                 Ne ararsın Allah ile aramda!...
                                 Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
                                 Hakikaten gözün yoksa haramda
                                 Başı açığa niye türban sorarsın?

                                 Rakı, şarap içiyorsam sana ne.
                                 Yoksa sana bir zararım, içerim.  
                                 İkimiz de gelsek kildan köprüye,
                                 Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim            


Neyzen'in birçok yönü var ama bunların arasında alkolü su gibi içmesi onun ayrılmaz bir parçası olmuş ve tarihten çeşitli anektodlar da bunu destekler niteliktedir

Mehmet Akif ve Neyzen Tevfik

-çok sevdiği ve hocası bildiği mehmet akif ersoy'a söz verip, bir daha meyhaneye ayak basmayacağına yemin ettikten sonra sözünü tutan, atla meyhaneye gelip meyhanede ayak basmadan demlenen kişidir.
                                                                     
içkiye tevbe etmesiyle Mehmet Akif’i sevindiren, tevbesini bozmasıyla Mehmet Akif’i şiir yazdıracak kadar etkileyen, üzen neyzendir. yine tevbe edip yine tevbesini bozması üzerine Akif , gölgelerdeki derviş ahmed manzumesini yazmıştır. bu şiirin altına Akif,
şu notu düşmüştür:

“tevfik neyzen’in üçbindörtyüzüncü tövbesinden istifası münasebetiyle…”

Atatürk ve Neyzen Tevfik

Atatürk Neyzen'in ününü duymuş olacak ki, çağırtmış köşküne sohbet etmişler, uzun uzun aşkla üflemiş Neyzen.. Ardından sormuş Atatürk..

- Senin çok fazla içki içtiğini söylüyorlar, benim kadar içer misin ?
Neyzen düşünüyor, içkinin hududu olmaz.
- Ne kadar içersiniz ?
- İki tane kiloluk rakı içerim.
Ata kelimelere basa basa şu sözleri söylemiştir, Neyzen'in gözünü korkutmak istemiştir.
- Nasıl içersiniz ?
- Canım ne isterse; susuz, mezesiz.
Neyzen:
- Ben de iki kiloluk içerim ama, öyle içmem.
Neyzen'in arzusu ile ortaya kocaman bir emaye kase geliyor, iki kiloluk rakıyı Neyzen kaseye boşaltıyor. Başını sokup lıkır lıkır içecek zannediyorlar. Fakat Neyzen'in isteği daha bitmemiştir, bir somun ekmek ve irice bir kaşık geliyor. Neyzen ekmeği lokma lokma koparıp kasedeki rakının içine bastırıyo. Lokmalar rakıyı iyice çektikten sonra çalakaşık yanaşıyor.
Yine anlatılanlara göre, Ata:
- Pes, pes, diye bağırarak ayağa fırlamış ve elleriyle yüzünü kapamış, ayrılırken de saygılarını sunmuştur.

 Yine rivayete göre Ata öldükten sonra Neyzen, evinden haftalarca çıkmamış..


Peyami Safa ve Neyzen Tevfik

neyzen tevfik'e içkinin yasaklanmasından sonra bir gün peyami safa üstadı ziyarete gider. odanın bir köşesinde koca şarap fıçısı görünce şu diyalog gelişir:

ps: bu ne üstad? hani artık içmeyecektin!?
nt: ne yaparsın evlat içmezsem kuvvetten düşüyorum.
ps: peki içkinin faydası oluyor mu?
nt: olmaz olur mu sen ne diyorsun!! bak bu fıçıyı, geldiğinde yerinden oynatamazdım, şimdi tek elimle bile kaldırıyorum.

Özdemir Asaf'ın Neyzen'e ithafen yazdığı şiir:

bütün metroların ve santimlerin,
bütün kiloların ve gramların,
bütün rakıların
ürktüğü adam.

                            Özdemir Asaf


Neyzenliğinin yanı sıra adını yergi ve taşlamaları ile de duyurmuştur. kimi eleştirmenleri göre bu türün nef'î ve eşref'ten sonra üçüncü önemli temsilcisi sayılır.Yergilerini genellikle siyasal ve dinsel baskıya, çıkarcılığa yöneltmiş, toplumdaki tüm haksızlıkları çekinmeden dile getirmiştir.

Çalarken..

Soruyorlar:

--Neyzen,çalarken mi neşelenirsin,yoksa neseli oldugun zaman mi çalarsin?

Maliye Bakani hakkinda yolsuzluk dedikodularinin dolastigi bir dönemidir.

Neyzen: " Maliye Vekili degilim ki,çalarken zevk alayim ".... 




Fasulyeye benziyor

Ikinci Mesrutiyet döneminde nazirliga getirilen bir zat,çok geçmeden yegeninin vali olarak atanmasini saglar. Karsilastiklarinda,Neyzen:

--Masallah,kardesinizin oglu tipki fasulyeye benziyor.

--Genç yasta vali oldu,neden fasulyeye benzesin?

--Iste bende onun için benzetiyorum ya.Fasulye de siriga sarilarak büyür.


Herkesin Bildigini

Basin çevrelerinde taninmis bir hanim,Neyzen'le karsilasinca,

--Askolsun,benim için asifte filan gibi sözler söylemissiniz ?

Neyzen elini sinek kovalar gibi sallamis;

--Hanim,sen beni tanimiyorsun.Ben herkesin bildigi seyleri söylemem.




Velhasıl kelam biraz sancılı biraz aykırı ama keyfine göre dolu dolu yaşayan Neyzen Tevfik,son yillarini, Nuri Demirag'in kira almadan barinmasi için,yikilmaya yüz tutmus ahsap evinde geçirmek zorunda kaldi  .Neyzen Tevfik, 28 Ocak 1953 de saat 19.10'da Besiktas'taki evinde öldü.Ölüm nedeni müzmin bronsit idi. Ölümünden önce etrafindakilere: "Evimden dogruca mezarliga girmek istiyorum,bana otopsi falan yapmasinlar" demistir. Kapi komsusu da : "Rahmetlinin vasiyeti var, cenazesine çiçek gönderilmemesini, o çiçek pararlarinin fakirlere ve hayir cemiyetlerine verilmesi için hepimize ayri ayri tembihte bulunmustur." diyor.Cenazesi Besiktas'taki Sinan Pasa Camii'nden kaldirildi ve Kartal mezarliginda topraga verildi. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder