26 Şubat 2012 Pazar

Eşitlik arayışı mı?Egemenlik kurma çabası mı?

"Masum değiliz hiçbirimiz." demiş Sezen Aksu.

Doğru da söylemiş.Hem erkek hem kadın,suçluyuz!O da yetmezmiş gibi birbirimizi suçlama yarışı dur durak bilmeden devam ediyor.Genelde suçlayan taraf  haklı gibi göründüğü için diğer tarafta altta kalmamak için o da suçlamaya başlar ve bu durum gittikçe kısır döngüye doğru yol alır.Bu olayın temel nedenlerinden birisi de kadın ve erkek arasındaki "mutlak eşitlik" anlayışıdır.


Bir şirketi batmasını garanti etmenin yolu,iki ortağa % 50 hisse vermektir.Burda sorun % 51 in kimde olduğu, kimin yönettiği değil ama bazı arkadaşlar bunu okurken ne demek istiyorsun yani %51 erkek %49 kadın mı olsun diye düşünme gereği duymasın diye özellikle %51 oranı  kadın da erkekte olabilir diyerek durumu izah edeyim.Dikkat çekmek istediğim nokta: bazen mutlak eşitlikte çözüm değil hele ki  konu birbirinin tamamlayıcısı olan "kadın-erkek" söz konusu olduğunda.
Sanırım her ilişkide 1 kerede olsa yaşanan bir durum:)
Eşitlik demişken feminizme değinmeden olmaz diye düşündüm.Fransızca kökenli bir kelime olan Feminizm nedir diye biraz karıştırdığımda sözlükleri "Feminizm, kadınların erkeklerin sahip oldukları bütün haklara sahip olmasını ve kadınların hukukta sosyal haklara erkeklere eşit sayılmasını hedefleyen bir düşünce sistemidir.(S.Hayri Bolay,Felsefi Doktrinler Sözlüğü,106)  Feminizm gerek Hristiyanlık ve Yahudilikte kadının erkeği baştan çıkaran şeytan olarak görmesi gerek Eski Roma ve Yunanlılarda ise  kadın erkek için bir zevk aracı gerekse de islamdan önce cahiliye döneminde kadının insan yerine konmaması bu akımın doğmasına yol açmıştır.Bu açıdan bakıldığında feminizm eşitsizliklerin otokontrolunu sağlıyor.Benim içime sinmeyen tarafa gelecek olursak:Bana göre feministler ikiye ayrılıyor.Bir taraf kadın erkek eşitliğini savunurken diğer taraf ise pozitif ayrımcılığın uygulanmasını istiyor.Kadına pozitif ayrımcılığı savunanlar,kadın merkezli bir toplumun daha da iyi bir insani toplum olacağını savunmaktadır.Ama durum göründüğü gibi değil ve bazı feministlerin kadın hakları talebi erkeğe egemen olmaya ve erkekleri ezmeye dönüşmüştür.İktidar olmak çok  tehlikeli bir şeydir çünkü asla doymak bilmezsiniz ve karşı tarafı ezdiğinizi gördükçe "yapmamalıyım" kelimesinin yerini "kesin hakediyordur." cümlesi alır ve hatayı hatayla kapatma yoluna başvurulur.Ve eşitlik için iktidara gelme havası hegemonyaya dönüşür ve eşitsizlik alır başını gider.
Yavaştan söyleyeceklerimi toparlayacak olursam;benim derdim görünürde eşitlik arama adı altında  kadın hakları yerine kendi egolarını tatmin edip egemenlik arayışındaki feministlerle,gerçek anlamda tanımına uygun  şekilde eşitsizliği gidermek için elinden geleni yapan feminist ayrımının farkına değinmekti.Sonuç olarak ise sayın feminist arkadaşlarım size ufak bir önerim: erkeklere düşman gözüyle bakmak yerine haklı olduğunuzu inandırarak,erkekleri yanınıza almaya çalışırsanız; en basiti kadın haklarıyla ilgili bir yürüyüşe katılan ve savunan erkeklerin sayısınında artması inanın daha çok dikkat çekecek ve amaca ulaşmada  etkili olacaktır.
(not:"For Colored Girls" kadınların yaşadığı zorlukları anlatan  bu filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder