Gönüllülük nedir? Sivil toplum kuruluşlarıyla tanıştığımda yöneltilen ilk soruydu.Cevabım:"Çevremizdeki insanlara hiçbir çıkar gözetmeksizin katkıda bulunmaktır." olmuştu.Ve bu soruyla hayatım tamamen değişmese de hayata farklı pencerelerden bakmamı sağladı.Bir soruyla bu konunun ülkemizdeki algılanış biçimine değinmek lazım.
Neden gönüllü olmaktan korkuyoruz?Neden korkuyoruz cevabını vermek için korkunun nerden geldiğini bilmek gerekir.çünkü insan bilmediği şeyden korkar.Emerson'un "Korku,bilgisizlikten doğar." sözü durumu doğrular niteliktedir.Gönüllülüğü bir bebeğin emekleme aşamasından yürümek için ilk adımı atmasından korkmasına benzetirim.Çünkü bebek emeklemeye alışmıştır ve yürümek uzak gelir.Bilirsiniz ki alışkanlık uzun süre tekrar edildiği takdirde bırakılması zor davranış haline gelir.Ve bebek ne zamanki ilk adımı atar o zaman onu durdurabilmek imkansızdır.İşte gönüllülükte böyledir;küçük çapta projelere dahil olarak başlarsınız ve belli bir süre sonra ise kendi projenizi gerçekleştirmek için kolları sıvarsınız.Öte yandan gönüllü olarak sadece etrafınızdaki insanlara katkıda bulunmakla kalmıyorsunuz ve kendi kişisel gelişiminize de katkı buluyorsunuz.Mesela gönüllü olduktan sonra varolan önyargılarınızı o insanlarla yaşayarak kırıyorsunuz ya da sabretmeyi,anlayış göstermeyi yaşayarak öğreniyorsunuz ve çevrenizle olan entegrasyon sürecinizin hızlanmasında önemli rol oynar
Sonuç olarak gönüllülük fedakarlıktır.İnsanın boş zamanlarını değerlendirmek için yaptığı faliyet olmaktan daha çok sosyal sorumluluk bilincinin gereği olarak bunu yaşamının bir parçası haline getirmesi gönüllülüğü daha anlamlı kılacağını düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder